Üsküdar'da emlak vergisi artışlarıyla ilgili sosyal medyada dolaşıma giren yanlış bilgi ve iftiralara karşı kamuoyunu bilgilendiren bir açıklama yapıldı. Belediyeden yapılan açıklamada, rayiç bedel artışlarının belediyelerin tek başına aldığı bir karar değil, yasayla belirlenen çok paydaşlı ve şeffaf bir süreç olduğu vurgulandı.
“Rayiç bedeller belediyeler tarafından
belirlenmez”
Emlak Vergisi Kanunu’na göre, arsa ve arazi rayiç bedelleri belediyeler tarafından değil, Vergi Usul Kanunu kapsamında kurulan Takdir Komisyonları tarafından belirleniyor. Bu komisyonlarda belediye temsilcisi de yer alsa da, karar tek başına belediyeye ait değil. Komisyon; vergi dairesi, tapu müdürlüğü, ticaret odası ve muhtarlık temsilcilerinden oluşuyor.
Komisyonun belirlediği değerler, Valilik bünyesindeki Üst Kurul tarafından onaylanıyor. Üst Kurul’da Vali Yardımcısı, Defterdarlık, Tapu ve Ticaret Odası gibi birçok resmi kurumun temsilcisi bulunuyor.
“Üsküdar'daki artışlar
Türkiye genelinin parçası”
Açıklamada, 2025 yılı itibarıyla başlayan yeni dönem için rayiç bedellerin tüm Türkiye'de aynı yöntemle belirlendiği ve bu sürecin yalnızca Üsküdar’a özel olmadığı belirtildi. Üsküdar’da belirlenen rayiç bedellerin Üst Kurul tarafından oy birliğiyle onaylandığı ve hukuken keyfi bir artış yapılmasının mümkün olmadığı vurgulandı.
“Vergi artışları kademeli uygulanacak”
2026’da yürürlüğe girecek yeni emlak vergisi matrahları, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kademeli olarak artacak. Buna göre 2027 ve sonraki yıllarda yeniden değerleme oranının yalnızca yarısı kadar artış yapılacak. Bu da artışların bir anda değil, kontrollü ve öngörülebilir şekilde uygulanacağı anlamına geliyor.
“Rayiç değerler hâlâ piyasanın
çok altında”
Üsküdar’daki mevcut rayiç değerlerin, hala piyasa satış bedellerinin ortalama yüzde 35’i seviyesinde olduğu belirtilen açıklamada, emlak vergisinin anayasal bir yükümlülük olduğu ve Türkiye’nin her yerinde aynı esaslara göre uygulandığı ifade edildi.
Sonuç: Keyfi artış yok, yasa gereği var
Üsküdar Belediyesi, emlak vergisinde yaşanan artışların kamuoyuna yansıtıldığı gibi bir “skandal” değil, yasa gereği ve çok paydaşlı süreçlerle belirlenen bir uygulama olduğunu vurgulayarak, kamuoyunun yanlış bilgilerle yanıltılmaması gerektiğini duyurdu.