Seçim gününe sayılı günler kala, mahalle ve sokaklarda gezenlerin sayısı bir hayli fazla. Seçim atmosferine girmezden önce bizlerin yalnız adımladığı caddeleri bizden başkalarının da adımlıyor olması her ne kadar umut verici olsa da iki yüzlülük gibi geliyor bana.
Bu konuda biliyorum ki bana katılanlar çok olduğu kadar, az da olsa katılmayanlar mutlaka olacaktır. Saygı duyarım.
İktidarı, muhalefeti, irili ufaklı oy alan tüm siyasi partilerde bir telaş, bir telaş. Ne oldu arkadaş: Seçim tarihine bir iki ay kalmadan önce bu caddeler, sokaklar, mahalleler, köyler, nahiyeler, ilçeler yok muydu? Buralarda yaşamını sürdüren insanlar yok muydu?
Onlar sorunları ile beş yıl boyunca cebelleşirken nerelerdeydiniz. 2019 Yerel İdareler seçimi bitti. Seçimden galip çıkanlar yerlerine yerleşti. Yere göğe sığmayan egolarını, sadece kıçlarının sığacağı koltuklara yerleştirdiler. Önlerine gelen sorunlara, çözüm aramak yerine kapısına kadar gelen vatandaşın anlattıklarına kulak tıkamayı, gör diye işaret ettiklerine göz yummayı, bir şeyler söyle dediklerinde ise susmayı tercih ettiler. Yani meşhur üç maymunu oynayarak; duyma, görme, konuşma pozisyonu alarak kendilerine ayrılan beş yılı, ceplerini şişiren maaşlarını ve yan gelirlerini, yan gelip yatarak geçirdiler.
Kazanamayanlar ise hatırı sayılır bir süreyi yahu biz nasıl kaybettik gibi saçma bir sorunun yanıtını aramakla geçirdiler. Bu süreyi caddelere, sokaklara, mahallelere, köylere, nahiyelere, ilçelere çıkıp kapı kapı dolaşıp ey halkım, bizlere oy veren değerli seçmenlerim seçtiklerinizde olup da bizde olmayan ne diye sormuş olsalardı belki de yaşamın akışını değiştirirlerdi. Yaptılar mı? Hayır! Kaybedenlerde işin kolayını seçtiler. Seçime girme gibi bir düşüncesi olan muhtar adayları, belediye meclis üyesi adayları, belediye başkan adayları seçime bir iki ay kalaya kadar toprak altında eylemsiz olarak, baharın gelmesini bekleyen tohum gibi beklediler. Üzerlerindeki toprak muhtemelen tarım toprağı da değildi. Zira bizim memleketimizde tarım topraklarına beton yapılar dikilir. Beton bina dikme konusunda çok mahirizdir, övünmek gibi olmasın. Yarın yemeye ekmek bulamadığımızda, bu beton binaları kemirerek doymayacağımızı anlayacağız. Toprak diyordum; tarım toprağı değil, ölü toprağıydı ya da altındakilerin eylemsizliğinden bize öyle geliyordu. A bir de ne görelim 2024 yılı gelmiş; dört yıl, on ay geçmiş aylardan Ocak, Şubat sağda ve dahi solda yeni yeni filizler yeşermeye başlamaz mı? Kulaklarımda bir şarkı çınlıyor: “Daha önceleri nerelerdeydiniz...”
Şunu akıldan hiç çıkarmamak gerekir: Yatarak başarıya tavuklar ulaşır. Bu onların doğası gereği böyledir. Bizler ise şunu çok çok iyi bilmeliyiz: Emek olmadan yemek olmaz.
İstisnalar tabi ki kaideyi bozmaz. Bütün yaşamı boyunca vatanı, milleti, bayrağı için canhıraş çalışanları tenzih ederim.
Bu seçimlerde sizlerden biricik ricam; her kademeden sizlerin oyuna talip olan muhtar adayları, belediye meclis adayları, belediye başkan adaylarının değerlendirmesini yaparken geriye dönük dört yıl on ayına da bir bakın. Bir bakın bakalım bu yola çıkarken halka hizmet etmek gibi misyonu ve bu misyona ulaşmak adına izlediği yolu yani vizyonu var mı?
Ha bir de tepe takla bu işe dahil edilenler var ki orasını hiç sormayın!
Sevgi ve selam...