Günün Sözü (Açık Radyo’dan alıntı)
‘’Temel hak ve özgürlüklerin sessizliğe kilitlendiği bir dünyanın seslerini duyamassanız; artık renkler yoktur, hayat kördür. Hayal edersiniz, rüya görürsünüz ama anlatamassınız; sesiniz yoktur ve duyamassınız ve seslenemessiniz! Ses, ses verin; sesinizle kainatın seslerine ve hakkınıza sahip çıkın!
Takip edenleriniz bilir, bu sayfada size olabildiğince sanatın renklerini ulaştırmaya çalışıyorum. Önümüzdeki aylarda da Sanat Kavramı ile devam ediyor olacağım. Bu yazımda bir istisna yapıp beni ve bir çok radyo dinleyicisini yakından ilgilendiren ve derinden üzen bir kararı sizinle paylaşmak istiyorum.
Ben çocukluğumdan bu yana bir radyo dinleyicisiyim. Yaklaşık on beş yıldır Açık Radyo dinliyorum. Her günün sabahına ‘’Kainatın tüm seslerine, renklerine ve titreşimlerine Açık Radyo’’ söylemiyle başlamak adeta hayatımı zenginleştirdi diyebilirim.
Açık Radyo: Hiçbir çıkar ve sermaye gurubuna bağlı olmayıp çoğulcu demokrasi, hukukun üstünlüğü, temel insan hakları ve özgürlükleri dışında, hiçbir ideolojiye de bağlı değil. Ülkemizde ya da dünyada büyük para ve güç odaklarının sahipliğinde tek tip bir medya ortamında var olmaya çalışan bağımsız yayın organlarından biridir. Açık Radyo otuz yıldır ülkemizde dinleyici desteği ve dayanışmasıyla ayakta kalmış evrensel yayın ilkelerini prensip edinmiş çok çeşitli titreşimleri olan bir radyo olmuş günümüz koşullarına direnmiştir. Amatör ruhla profesyonelce çalışan hatta bana göre ciddi anlamda kurumsallaşabilmiş bir aile gibidir.
Benim ve bir çok benim gibi düşünen insan için okul niteliğindedir. Otuz yıllık yayın hayatının başından itibaren karşılaşmamış olmayı (başka bir şehirde yaşıyordum) bir şanssızlık olarak görüyorum. Farklı program çeşitliliğiyle insanı bilgiye, hoş görüye, farklı seslere, ekolojiden siyasete, edebiyattan müziğe kendimi geliştirmeme katkı sağladığım bir süreç ti benim için.
Radyonun kurucusu ömrünü eşitlik mücadelesine adamış çok değerli bir insan Ömer Madra’dır. Tek ses, tek nefes olmanın antitezi bir dünya sunuyor Açık Radyo. Sorumlu yayıncılık anlayışıyla hiçbir şeye, kimseye ayrım yapmadan, bilgilendirici, eğitici progranları, işinin en iyisi konuklarıyla kainata bütüncül bir bakış açısı hakim. Hukuk, felsefe, tarih, antropoloji, bilim, kültür, edebiyat ve sanat gibi bir çok konuda yaptıkları binlerce program ulusal ve uluslararası alanda tanınmış konularında uzman bin dört yüzü aşkın programcı. Zaman zaman mahkum edildiğimiz sığ ortamda nitelikli programlarla dinleyenlerin kendini eğittiği, ufkunu dimağını açıp genişlettiği binlerce yetkin kişi ve konular ruhumuza, aklımıza ışık tuttu. Dayanışma ve öğrenme ruhuyla daima ileriyi hedeflediler. Tüm bunları yaparken en nezaket sahibi halleriyle karşımızda oldular.
Eminim bir çoğunuz zaten Açık Radyo’yu biliyorsunuzdur yada artık haberiniz olacak. Tüm hissettiklerimi (hissedilenleri) neden yazdım? Çünkü Açık Radyo’nun RTÜK tarafından yayın lisansı iptal edilmek üzeredir. 24 Nisan 2024 tarihinde yayında yer alan ve ifade özgürlüğü kapsamında olduğuna şüphe bulunmayan ifadeler sebebiyle beş gün program durdurma kararı verilmiş, 3 Temmuz 2024 tarihli toplantıda ise yayın lisansının iptal edilmesine karar verilmiştir.
Kainatın tüm seslerine, titreşimlerine ve renklerini sonsuz kucaklayan anlayışın kanuna aykırı bir yayın yaptığına hiç şahit olmadım. ‘’Halkı kin ve düşmanlığa sevk ediyor’’ ibaresi kullanılmış. Açık Radyo’nun felsefesiyle bağdaşmayan ezbere bir ifadedir.
Beş yüz on beş önemli akademisyen, sanatçı, siyasetçi ve kurum temsilcisinin antidemokratik olan bu karara karşı bir araya gelerek bir imza kampanyası başlattığını da buradan duyurmak isterim.
Aşağıda size binlerce Açık Radyo dinleyicisi içerisinden bazılarının ifadelerini paylaşmak istiyorum.
• Yaşar Kemal’in sesiyle; Bu radyo Frank Zappa’nın,Ahmedi Hani’nin , Karacaoğlan’ın, Davit Bowi’nin radyosudur. Bu radyo Adamlar’ın, Cem Karacaların, Erkin Koray’ın radyosudur
• Dünyanın tüm seslerine, titreşimlerine, renklerine Açık Radyo, sadece bu slogan bile ne çok insanı değiştirdi; ne çok insan da değiştirip güzelleştirecek
• Dünyanın tüm renklerini bana taşıyan, yeni renkler katan canım radyom
• Su gibi, ekmek gibi, kitap gibi gereklisin Açık Radyom. Sensiz olmaz, sensiz yaşanmaz. İki kuşak seni dinleyerek soluklandık
• Şu koca evrende kendimi yalnız hissetmediğim ve hayatıma ışık olan Açık Radyo’nun sesi kısılmamalı
• Çer çöpe, börtü böceğe ve herkese Açık Radyo
• Ormanların yanmasından farkı yok benim için. Bu da öyle büyük kültürel bir kayıp ve acı
• Güne başlama ritüeli
• Kendimi eğittiğim okul
• Hemdert insanların dost meclisi
• Gönül sesi, kalp ritmi, hayatımızı zenginleştiren radyo
• Çölün ortasında vaha, engin bir deniz
• Bağımsız radyoculuğun özgür sesi
• Özgür ve sevgi dolu zihinlerin radyosu
• Ruhumuza, aklımıza ışık tuttu
Bu yorumlar gibi yüzlercesi … insanlar beraber yol aldıkları radyolarına sahip çıkıyor. Ben açıkçası kendime şu soruyu sordum. RTÜK bir radyo kanalını mı cezalandırıyordu yoksa bu radyonun dinleyicilerini mi?
İyi olanı, güzel olanı, kainatın seslerini, titreşimlerini, renklerini hayatımızdan çekip almasınlar! ‘’Radyo dinleyen insan iyi insandır. ‘’ onlar mahrum edilmesin!
Güzel haberler almak dileğiyle sanat, radyo, kitaplar, renkler hayatınıza eşlik etsin.
#acıkradyo
Ben bu yazıyı yayına göndereceğim gün güzel bir haber aldık. ‘’Yeni bir karara kadar yürütmenin durdurulması .’’ sonucu çıktı. Dava tam olarak sonuçlanana kadar takipte kalmakta fayda var.
Gazetenin Temmuz 2024 sayısında yukarıdaki yazımı sizinle paylaşmıştım. Bugun aldığımız bir haberle Açık Radyo’nun karasal yayın lisansı RTÜK tarafından resmi olarak iptal edildi.
Türkiye’de ve belki de dünyada en geniş çapta ses ve ifade biçimlerine muazzam bir alan açmış radyomuz tamamiyle bürokratik ve teknik bir gerekçeyle ifade özgürlüğünden mahrum bırakılıyor. Oysa milyonlarca dinleyicsinin kolaylıkla şahitlik edebileceği gibi Açık Radyo bunca yıldır yaratmış olduğu toplumsal etki sayesinde susturulmamalıdır.