Güzelim ülkemizde Kast Sistemi var mı? Sorusuna yanıt kabaca var diyebiliyorum.
Neden mi? Bakıyorsunuz; İş İnsanları kendi aralarında gelir dağılımları ve/veya sektörlerine göre kendilerini sınıflandırmış, kendi sınıflarından olmayanlarla iş ve ticaret ilişkisine girmiyorlar. Meslek kollarına bakıyorsunuz Mimarlar kendi aralarında sınıflar oluşturmuşlar; büyük, orta, küçük ölçekli projeler üretenler büyük büyük ile, orta orta ile, küçük de küçük ile muhatap oluyorlar, kendi dışından olanları sisteme dahil etmiyorlar. Hukuk, tıp, mühendislik aklınıza ne gelirse.
Ne yazık ki üzeri örtülü bir Kast Sistemi içinde sıkıştırılıyoruz. Daha önceleri gelir seviyeleri arasında böylesi uçurumlar olmadığı için ve siyasi irade kendi iç dinamiğini bu denli hisetirir biçimde yapılandırmadığı için bu durum pek anlaşılmıyordu.
Pandemi ve sonrasında herkes kendi iç muhasebesine dönmek zorunda kaldığında bu sistemin nasıl bir örüntü içinde işlediğini kavramış oldu.
Bu oluşan sistemin gelirden ziyade statü ile ilgilendiği gerçekliği en göze çarpan özelliktir ve dikkatli bireyler bunu çok çabuk kavrayabilir.
Bir restoranda çalışan garsonun kazancı bir tıp doktorundan ya da bir akademisyenden fazla olabilir. Toplumun içinde garson olduğunu söylediğinde bu arkadaşın fazlaca bir ağırlığı olmayacaktır. Diyelim ki, evlenecek ve kız isteme aşamasında kızın evine gidildi. Bizde nasılsın iyi misin? Sorularından hemen sonra ne iş yaparsın gelir. Sormazlar; ne kadar seviyorsun, bu kız ile ortak yönleriniz ne, birbirinize bir ömür sevgi ve sadakatle bağlı olacak mısınız?
Atasözümüz bile var: Davul bile dengi dengine çalar. Hemen kız tarafı tavır alır. Biz kızımızı bir garsonla evlensin diye mi yetiştirdik? Nice doktorlar, hakimler, avukatlar, mimarlar, mühendisler varken bir garsonla mı evleneceksin? Bu tavır, bu duruş kast sistemi değil de nedir? Kast Sistemidir ve en sertinden, en keskin sınırlısından.
Bakın etrafınıza; savcının oğlu hakim, bürokratın oğlu bürokrat, subayın çocuğu asker oluyor. Bunların dışında Türkiye’de çeteleşme durumları da bu durumun sonucu olarak başladı bile.
Özetle durumun altında geçmişten gelen bir süreç var. Bu süreç sosyo-kültürel yapı ve ekonomi ile harmanlanarak günümüzdeki üzeri örtülü kast sistemini oluşturuyor.
Bu durumdaki en önemli faktör ise ekonomik faktördür. Gelir dağılımındaki adaletsizlik ve toplam gelirden pay almadaki makasın giderek açılması kast sisteminin oluşmasında katalizördür.
Dikkatinizi çekti mi bilmiyorum? Yıllardır iktidarda olan hükümetin çoğunluğun gelir seviyesini, asgari ücrette buluşturması, emekli aylıklarını ise bunun altına çekmesi sizi kast sisteminin en alt katmanı hissettirmiyor mu?
Ne diyelim beterin beteri var! Son aşama Parya olmak.
Çözüm yine bizde saklı. Yaşam denen şu dünya düzeninin öznesine kendimizi koşulsuz yerleştirir ve gelişine yaşar ve mücadele edersek yırtarız.
Sevgi ve selam....