100 yıl önce yaşayanlara deseydiniz ki savaşları canlı canlı herkes görecek kimse inanmazdı. Günümüzde özellikle son 25 yılda gerçekleşen küçük çaplı bölgesel savaşların hemen hepsini bütün dünya canlı olarak izliyor. Öyle ki savaşlar yeni nesil için bazen oyun dan öteye gitmiyor. Ekranda görünenler ile bilgisayar oyunları arasındaki benzerlik gerçeklik algısını da etkiliyor.
Ama 50 yaş ve üzeri insanlar ise savaşın bütün acısını yıkımını yok edişini en net bir çıplaklıkla seyrediyor. Yıkılan binalarda ölen insanları, ülkelerin uğradığı maddi hasarları. Artık ne sayarsan say.
Son bir yıldır özellikle Gazze merkezli başlayan İsrail saldırıları, medyanın da yoğun olarak İsrail elinde olmasından kaynaklı olarak, neredeyse Gazze’liler katil denecek boyutta devam ediyordu. Olayları bilmeyenler, saldıran tarafın ne kadar haklı olduğuna inandırılıyordu. Bütün dünyanın gözü önünde bir halk kitlesel katliama ve sürgüne zorlanırken, öylece kalakaldık. İslam dünyasının gıkı çıkmadı. Sadece bol bol kınadılar. Bu kadar kınayı kıçlarına yaksalardı kıçları yanardı bunu bile fark etmediler. Ama sonuçta insanlık batıdan hareket geçti. Yardım organizasyonları, yapılan katliama ses yükseltmeler o kadar yoğunlaştı ki, İsrail in konuyu dağıtması gerekiyordu. Ve İran’a saldırdı. İran onlara göre kolay lokmaydı. Nasıl olsa medya da ellerindeydi. Ve saldırı o kadar üst seviyeden başladı ki İran ordu komutanları öldürüldü.
İlk şoku atlatan İran, bir çoğumuzun da beklemediği şekilde saldırıya geçti.
Burada savaşla ilgili ve tarafların savaş matematiği ile ilgili olarak bir şeyler anlatmayacağız.
Olayların medyaya yansıyan tarafları daha önemeli. Dünya medyasının önemli bir kısmını elinde bulunduran İsrail ve destekçileri bütün hızıyla İran’ı suçlamaya başladılar. Fakat güzel bir atasözü vardır. ZOR OYUNU BOZAR. Ve öyle de oldu. İran öyle bir saldırmaya devam ediyor ki hiç medya desteği veya başka iletişim metotları gerçeği örtemiyor. Hayat böyledir işte. Bizde Karadenizlilerin bir lafı vardır VURDİ VURDİ VURİLDİ. İşte sonuç ortada. Belki biz bu yazıyı okurken çok farklı sonuçlar da olabilir. Ama bir ülkenin halkı yönetimini bazı yönleri ile beğenmese bile, işler çığırından çıktığı anda herkes bir olur. Beraber olur. Artık çok farklı bir noktaya gidiyor iş. Başka bir açından bakıldığı zaman ise şu da ortaya çıkıyor. Dünyanın önde gelen medya kuruluşlarının gösterdiklerinin de sorgulanması gibi bir durum ortaya çıkıyor. Dünya sosyal medyasının da kontrol altında olmasına rağmen hiçbir basın ve iletişim gücü, iki tarafında yaşadığı yıkımın gösterilmesini engelleyemiyor. Belki de ilk kez hem medyadan hem de gerçekten İsrail halkı savaşın ne olduğunu fark ediyor.
Artık hiçbir hesap tutmuyor. Tv kanalları kontrollü gazeteler ve sosyal medya bile böyle büyük ve ortada olan bir gerçeği hiçbir şekilde kapatamıyor. Ne demiş atalarımız, çalma el kapısını çalarlar kapını…