Bugun...


ERDEM YÜCEL

facebook-paylas
KUZGUNCUK'DA BABA NAKKAŞ VE NAKKAŞTEPE
Tarih: 22-07-2024 09:56:00 Güncelleme: 22-07-2024 09:56:00


Bo­ğa­zi­çi’nin gü­nü­müz­de yoz­laş­ma­mış, be­to­na bo­ğul­ma­mış semt­le­rin­den Kuz­gun­cuk’da dün­ya­yı ta­nı­ma­ya baş­la­mış­tım. Kuz­gun­cuk üze­rin­de ki­tap­la­rı olan ve bir de Kuz­gun­cuk An­sik­lo­pe­di­si ha­zır­la­dı­ğı­nı öğ­ren­di­ğim Ned­ret Ebcim’in “Kuz­gun­cuk­lu olmak ay­rı­ca­lık­lı­dır” sö­zü­ne gö­nül­den ka­tı­lı­yo­rum. Gü­nü­müz­de Kuz­gun­cuk kay­bol­ma­yan de­ğer­le­ri­ni ko­ru­ma­ya di­ren­mek­te­dir. Ço­cuk­luk yıl­la­rım­da fark­lı kül­tür­le­rin, din­le­rin bir arada kay­naş­tı­ğı is­tan­bul’un ay­rı­ca­lık­lı semt­le­rin­den olma özel­li­ği­ni ko­ru­ma­ya ça­lış­mak­ta­dır.

Ço­cuk­luk ve il­ko­kul yıl­la­rım Nak­kaş­te­pe’de 32 nolu Şeh­re­mi­ni Maz­lum Bey’in köş­kün­de geç­miş­ti; şim­di­ler­de ne­re­li­sin diye sor­duk­la­rın­da her zaman övü­ne­rek Kuz­gun­cuk­lu­yum derim.

Kuz­gun­cuk’da, Nak­kaş Baba ile Nak­kaş Tepe’ye is­mi­ni veren iki muh­te­rem ki­şi­den söz edi­lir. Bun­lar aynı mı, yoksa fark­lı mı ol­du­ğu; Kuz­gun­cuk­lu­lar ara­sın­da tar­tı­şıl­mış; ancak çö­zü­me ula­şı­la­ma­mış­tır.

Nak­kaş Baba de­ni­len yer Kuz­gun­cuk ile Bey­ler­be­yi ara­sın­da kalan va­di­ler­le çev­ri­li Frenk Te­pe­si’nin uzan­tı­sın­dır. Bu­ra­da Nak­kaş Baba Me­zar­lı­ğı bu­lun­mak­ta­dır. Halk ara­sın­da Bahri Baba Me­zar­lı­ğı’da de­ni­len me­zar­lı­ğa Bey­ler­be­yi ta­ra­fın­da­ki mer­di­ven­li bir ka­pı­dan gi­ril­mek­te­dir. Me­zar­lık­ta­ki Nak­kaş Baba’nın açık tür­be­sin­den ötürü de Nak­kaş Baba Me­zar­lı­ğı ismi ve­ril­miş­tir. Meh­met Raif Bey “Mi­rat-ı İstan­bul” isim­li ese­rin­de “Bu mev­ki­in bu nam ile ta­nın­ma­sı­na sebep, üst ta­ra­fın­da­ki me­zar­da Nak­kaş Baba na­mın­da­ki bir zatın tür­be­si­nin bu­lun­ma­sın­dan ileri gel­miş­tir” de­mek­te­dir. Ar­dın­dan da Nak­kaş Baba’yı Yavuz Sul­tan Selim’in Çal­dı­ran se­fe­rin­den sonra Teb­riz’i ele ge­çi­rip İstan­bul’a dö­ner­ken be­ra­be­rin­de ge­tir­dik­le­ri ara­sın­da Şeyh Nak­kaş Baba’nın da ol­du­ğun­dan söz et­miş­tir.

Yunus Akçay, “So­kak­ta­ki Me­de­ni­yet Üs­kü­dar” isim­li ki­ta­bın­da Nak­kaş Tepe Me­zar­lı­ğı­nın kar­şı­sın­da­ki Nak­kaş Tepe Cad­de­si is­mi­nin; fe­tih­ten sonra Ba­ba­nak­kaş­za­de­ler ola­rak bi­li­nen Ösbek aile­sin­den alın­dı­ğı­nı yaz­mış­tır. Bir başka bir ri­va­ye­te göre; bu cadde is­mi­ni Oss­man­lı dö­ne­min­de ki Nak­kaş Paşa’dan al­mış­tır.

Nak­kaş Tepe Cad­de­si Marko Paşa ve Ali Fuat Ce­be­soy Köş­kün­den baş­la­ya­rak, en te­pe­de­ki Ab­dül­me­cit Efen­di Köş­kü­nün ol­du­ğu yere kadar uzan­mak­ta­dır. Bir za­man­lar yol bo­yun­ca ahşap köşk­ler­le son­ra­dan ya­pıl­mış iki katlı evler bu­lu­nu­yor­du. Nazım Hik­met, Res­sam Nu­rul­lah Berk, ilk kadın mil­let­ve­kil­le­rin­den Fer­ruh Hanım bir süre bu­ra­da ya­şa­mış­lar­dı. Ab­dül­ba­ki Göl­pı­nar­lı’nın zaman zaman öğ­ren­ci­le­riy­le bir­lik­te bu­ra­ya gel­di­ği­ni ha­tır­lı­yo­rum. Bil­di­ğim ka­da­rıy­la Albay Cemil Bey’in, Sı­dı­ka Harım’ın, Ga­ze­te­ci Mah­mut Bey’in, Bedia Hanım’ın, İfakat Hanım’ın, Şeh­re­mi­ni Maz­lım Bey’in köşkü (Bu köş­kün se­lam­lık kıs­mı­nı dedem Bin­ga­zi Mu­ta­sar­rı­fı Meh­met Sait Efen­di satın al­mış­tı (yol bo­yun­ca peş peşe sı­ra­lan­mış­lar­dı).

Cad­de­de­nin bir yanı uçu­rum, diğer yanı bos­tan ve çilek tar­la­la­rı ola­rak uza­nıp gi­di­yor­du. Nak­kaş­te­pe Cad­de­si’ne Tufan ve De­li­koç so­kak­la­rı açı­lı­yor­du. Tufan So­ka­ğı’na gi­ri­lip biraz yü­rün­dü­ğün­de Kuz­gun­cuk’tan Be­şik­taş’a kadar Bo­ğa­zi­çi kuş­ba­kı­şı sey­re­di­li­yor­du. Bu so­kak­ta çini köşk de­ni­len mi­ma­ri yön­den son de­re­ce önem­li mer­mer kaplı bir köşk vardı. Ne yazık ki; son­ra­ki yıl­lar­da yı­kı­la­rak ye­rin­de beton bi­na­lar yük­sel­di­ği­ni öğ­ren­di­ğim­de çok üzül­müş­tüm. Tufan So­ka­ğı’na Kuz­gun­cuk­lu ses sa­nat­çı­sı İnci Ça­yır­lı’nın ismi ve­ril­miş; ancak ver­di­ği bir rö­por­ta­jın­da Kuz­gun­cuk­lu de­ği­lim de­me­si Kuz­gun­cuk­lu­la­rın tep­ki­si­ni çek­miş, imza top­la­ya­rak so­ka­ğa eski is­mi­nin ve­ril­me­si­ni is­te­miş­ler­di. Gü­nü­nü­müz­de de bu so­ka­ğın ismi Tufan So­kak­tır. Oysa ben küçük yaş­la­rım­da İnci Ça­yır­lı’yı ha­tır­la­rım. O za­man­lar genç bir kızdı ve Kuz­gun­cuk­luy­du.

Nak­kaş­te­pe Cad­de­si’ne açı­lan ikin­ci sokak; De­li­koç So­ka­ğı’dır. Bu sokak bizim köş­kün önün­de­ki Bedia Ha­nı­mın köş­kün­den ay­rı­lır ve orada da sıra ha­lin­de köşk ve evler sı­ra­lan­mış­lar­dır. Maz­lum Bey’in köş­kü­nün harem kıs­mı­da bu so­kak­ta­dır. So­ka­ğın diğer ya­nı­nı­da ise Rum Or­to­doks Me­zar­lı­ğı bu­lun­mak­ta­dır. Çocuk yaş­la­rım­da kom­şu­lar­la bu so­ka­ğın so­nu­na kadar gi­de­rek, Kuz­gun­cu­ğun İca­di­ye ke­si­mi ile yine Bo­ğa­zi­çi­ni sey­re­der­dik.

Bu so­ka­ğa De­li­koç is­mi­nin ve­ril­me­si­nin de il­ginç bir öy­kü­sü var­dır. Bir za­man­lar bu­ra­da­ki iki iri koç so­ka­ğın hâ­ki­mi olup bu­ra­ya kim­se­yi sok­maz ve et­ra­fa korku sa­lar­lar­la­mış.

Bu ya­zım­da Kuz­gun­cu­ğun bir başka ya­nı­nı siz­ler­le pay­laş­mak is­te­dim.

Geç­miş zaman olur ki; ha­ya­li cihan değer.



Bu yazı 3220 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YUKARI