İmoga Sanat Galerisi 19 Eylül 2024 – 12 Ekim 2024 tarihleri arasında Minyatür Sanatçısı Taner Alakuş’un eserlerini tüm sanat severlerle buluşturuyor.
Geleneksel sanatlar, Türk İslam Sanatlar’ı adı altında belli disiplinlere tabi, öğrenilmiş kural ve geleneklerin devamı niteliğinde zaman zaman ustalardan icazet ya da el alarak devamlılığını sağlamıştır. Değişime hep mesafeli bir alan olarak mevcudiyetini sürdürmüştür. Bu nedenle hep niş bir alanda kalmış, çağdaşlar kadar ülkemizde yer edinememiş hatta galeriler pek ilgi göstermemişlerdir. Son yıllara kadar henüz bulunamamış bir cevher misali varlığını sürdürmüştür.
Bugün bu cevheri fark etmiş, sanatsal yetisini bu alana yönlendirmiş ve müthiş eserler ortaya çıkarmış sanatçılarımız var. Bugüne kadar batının dayattığı sanat anlayışından sıyrılmış yaptığı eserlerle kolleksiyonerlerin, galerilerin dikkatlerini üstüne çeken, alışılmış kalıpları kıran ve çağdaşlarıyla aynı düzlemde sanatını insanlarla özgürce buluşturan büyük ustalar var.
Geleneksel ile modernin harmanlandığı bu sergide, sanatçının kendi kabuğunu kırarak yeniden doğuşuna tanıklık ediyoruz. Bu süreç hem bireysel hem de sanatsal bir devrim niteliğinde olup, sanatın sınırlarını zorlayan bir başkaldırıyı temsil ediyor. Sanatçının geleneksel formlara meydan okuması, kendini ifade etme arayışı ve bu arayışın bir sonucu olarak ortaya çıkan özgün dil, izleyiciye alışılmışın dışında bir bakış açısı sunmayı amaçlıyor. Bu sergi, bir sanatçının kabuğunu kırma ve kendini yeniden yaratma hikayesini gözler önüne seriyor. Minyatür Sanatı’nı icra eden biri olarak bu sergi beni de fazlasıyla heyecanlandırdı. Yüzyıllardır süregelen ve bize ait olan bir sanatın bugüne aktarıldığına, çağı yakaladığına hatta çağın ötesine geçmiş olduğuna bu sergiyle tanıklık ediyoruz.
Bu vesileyle Usta sanatçı Taner Alakuş, sergi öncesi bizimle röportaj yapmayı kabul etti. Kendisiyle Kuzguncuk’ta bir araya geldik ve keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Öncelikle serginize neden ‘Metamorfoz’ adını verdiniz?
Dönüşüm, değişim çok önemli. O nedenle hep yeni şeyler denemek, yeniden üretme çabam her eserde başkalaşarak evrilmem serginin isminde etken oldu.
Siz kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
Sanat eğitimi aldım, akademi mezunuyum. Geleneksel sanatın hiyerarşik disiplinini içleştirdim. Ancak sanatın özgürleştirici ruhuna olan inancım, bu katı yapıya karşı
durmama neden oldu. Sürekli bir arayış içinde olmam ve kendi sınırlarımı zorlayarak kabuğumu kırmak sanat yolculuğumdaki en büyük prensiplerimden biri haline geldi.
Bu sergide neyi amaçladınız, bu sergiyi diğer sergilerden farklı kılan nedir?
Bu sergi geleneksel köklerden beslenen bir sanatçının kendini keşfetme ve dönüşüm sürecini yansıtıyor. Her bir eser, sanatçının içsel çatışmaları ve özgürlüğe olan tutkusuyla şekillenen bir yolculuğun izlerini taşıyor.
Bu sergide çok farklı materyaller kullanmışsınız. Bunun nedenini açıklayabilir misiniz?
Minyatür Sanatı ile ilgili çok hayallerim var. Kendi yolculuğumda gerçekleştirmek istediğim çok proje var. Bu sergi de bunlardan biriydi. Çini, ahşap, kâğıt, taş gibi organik materyalleri tuval olarak kullandım. Bu malzemeler ile özellikle hemhal olmak ve bunu deneyimlemek istedim.
Siz kendinizi Minyatür Sanatı’nda gelenekselci mi yoksa çağdaş mı görüyorsunuz?
Ben geleneklerimden beslenen ama geleneksel köklerimi kırarak çağdaşlaştığımı düşünüyorum. Bu sergi geleneksel ile modernliğin harmanlandığı bir sergi.
Bu söylediklerinizden, alışılagelmiş bir kültürü değiştirmeniz ya da dönüştürmeniz sizin metamorfoz sancısı çektiğinizi akla getiriyor. Siz ne dersiniz bu konuda?
Evet haklısınız. Ben cesaretle yol alıyorum ve çok çalışıyorum. Benim sanatımı farklı kılan şey özgün olmam ve bu sanatta yeni şeyler ortaya koymam.
Serginizi gezdiğimde çok etkilendim. Dediğiniz gibi çok farklı eserler gördük. Mücevher üzeri minyatürü görmek çok hoştu. Bu tür alışılmadık eserlerin devamını görecek miyiz sizden?
Benim için de farklı bir deneyim oldu ve ortaya çok iyi bir iş çıktı. İlgi de beklediğimin üstündeydi. Yapacaklarım için ömrüm yeter mi bilmiyorum. O nedenle çok çalışmayı önemsiyorum.
Tarihte ki büyük minyatür ustaları bugünün minyatür sanatını görse tepkileri ne olurdu sizce?
Levni’de bugün yaşıyor olsaydı eminim benim yaptığımı yapardı.
Çalışmalarınız insanı kör edebilecek kadar detaylı ve ince. Bu sanatta teknolojiyi kullanmayı uygun görüyor musunuz?
Evet, çağa uygun davranmanın gerekliliğine inanıyorum ve destekliyorum.
Günümüzde Minyatür Sanatı’nın ülkemizde ve batı da bilinirliği nedir? Gerçek değerini bulabildi mi sizce?
Çağdaş sanatlara göre gerideyiz. Galerilerde son zamana kadar yer verilmiyordu. Sanat fuarlarında yer bulamıyorduk. Dolayısıyla sanat severlerle buluşması uzun ve meşakkatli bir süreçti.
Şu an çağdaş bir sanat galerisi bu serginize ev sahipliği yapıyor. Bir şeyler değişiyor diyebilir miyiz?
Evet, ben bu sanatın mihmandarı gibiyim. Bu sanatın görünürlüğü ve bilinirliğini büyük ölçüde üstlenmiş durumdayım. Çok fazla öğrencim var ve bu sanatın yıldızı parlamaya devam ediyor.
Çalışmalarınızda işlediğiniz başlıca konular nelerdir?
İstanbul benim için başlı başına bir ilham kaynağı, figür çalışmayı da seviyorum.
Gerçekten müthiş bir sergiyle sanat severler ile buluştunuz. Bu sergiden beklentiniz nedir?
Bazı önemli markalara tasarım yapma fırsatım oldu. Mücevher de bunlardan biriydi. Bu sergiyle de daha geniş kitlelere ulaşma fırsatı doğdu. Yeni sürprizler ve projeler yakında.
Son olarak sanat severler size nereden ulaşabilir? Merakla yeni sergilerinizi takip edeceğiz.
Kariye de atölye çalışmalarım devam ediyor. Sergi duyurularım sayfa üzerinden yapılıyor. Sosyal medyada atölye sayfam aktif dileyenler bana ulaşabilir.
Taner Alakuş ile sohbetimizi burada sonlandırdık ve güzel bir sergiye tanıklık ettik. Kendisine çok teşekkür ediyoruz. Yeni sergilerde görüşmek dileğiyle.
#minyatür
#taneralakusartgallery
#imogaartspace