Karmakarışık günler yaşıyoruz. Şairin dediği gibi “Yaprak döker bir yanımız, bir yanımız bahar bahçe. Bu ne çıldırtan denge…”

Bir yana bakıyoruz. Küfesini haram-zıkkımla doldurmuş gününü gün edenler. Bir yanda hayatını maaşlı sisteme adamış; bir değil iki değil, üç beş değil  onca yerden haram-zıkkım maaş alan bürokrasinin ışıltılı dünyasında kendini kaybedenler. Depremde yıkılan binaların suçunu gayri resmi ortağına atıp, savunma yapan ve bu ortağın kendini savunacak durumda olmayışı, zira gayri resmi ortak depremde hayatını yitirmiş. İhalelerden ihale beğenip, cukkasını  haram-zıkkımla şişirmiş arsızlar. Hangi birini saysak. Depremde çadır  ve insani yardım yapmak asli görevi olan asırlık ve kurumsallaşmış STK’nun diğer yardım kuruşlarına çadır ve gıda maddeleri satışı nasıl bir vicdani durumdur. Birileri bize de izah etsin. Yapılan izahların hiç biri kamuoyunun vicdanında yer  bulmamıştır. Ortalık bu kadar karışık ve 11 ili kapsayan bölgenin sosyo-ekonomik dengesi şaşmış durumdayken ve enkazlar altında kalanların tamamına ulaşılmamışken, üstüne bir de  Şanlıurfa ve Adıyaman illerimizde sel felaketi.

Bu felaketler yaşanırken, acılar hala tam olarak dindirilip, yaralar sarılmamışken iktidarı, muhalefeti hep birlikte  belirlenen  seçim takvimine bağlı olarak seçim startını verdiler.

Yıllardır öyleydi böyleydi diye oyalanan EYT(Emeklilikte Yaşa Takılanlar) meselesi çözüldü. Bankaların karları patlayacak. Üstüne gel vatandaş gel emekli maaşını benden al sana 10 bin lira feda olsun diyecekler. Dikkat bu emekliye 10 bin Lira vaad eden bankacılık sisteminin bazı aktörleri, acılı günlerde ne yaptılar ki şimdi emekliye yapışmaya çalışıyorlar. Diğer taraftan kapsamlı bir af kapıda,  Matrah artırımı da dahil. Her seçim döneminde gelenekselleşen “İmar Affının” kapsamda olmayışı en sevindirici durum.

Çıldırtan dengesizlik ise bazı toplu yerleşim yerlerinde, markalı sitelerde yerimizin değeri düşecek  korkusu ile yapı denetimi yaptırmak isteyenlerle, istemeyenler arasında tırmanan tartışma ve gerilimler.  Mal canın yongası derler. Doğrudur. Çürük binada en ufak sarsıntıda enkaz altında ölüp gideceksin. O vakit hangi malın canına yonga olacak! Hiç değilse bu yaşananlardan sonra ve Ramazan yaklaşmışken, haram-zıkkımdan uzaklaşıp, aklımızı kafatasımızda tutalım.

Sevgi ve selam...