Bugun...


ERDEM YÜCEL

facebook-paylas
1 Temmuz Kabotaj Bayramı
Tarih: 20-07-2023 10:32:00 Güncelleme: 20-07-2023 11:07:00


Önceki yazılarımda da değindiğim gibi dünyayı tanımaya başladığım; Kuzguncuk’taki eski Şehreminlerden Mazlum Bey’in köşkünde günlerimin çoğunu Boğaziçini ve gelip geçen gemileri seyrederek geçirirdim.

 

Havanın karardığı bir gün Boğaziçi’nde bir hareketlilik dikkatimi çekmişti. Gemilerden en küçük taşıtlara kadar hepsi ışıklar içerisinde donatılmış, vapur düdükleri çalıyordu. Kayıklar bile balık tutmalarında kullandıkları lambalarını yakmışlardı.  Her zamankinden farklı bu görüntünün ne olduğunu babama sorduğumda önce; Kabotaj Bayramı, sonra da anlayacağım şekilde Denizcilik Bayramı demişti. Günümüzde yine öyle olduklarını hiç sanmıyorum. Eskiler bu görünüme “Şehrayin” derlerdi.

 

Günümüzdeki dini ve milli bayramların dışında unutulan veya dostlar alış verişte olsun kabilinden kutlanan bayramlarımız vardır. Bunlardan birisi de gerçekte son derece önemli olan 1 Temmuz 1926’da Kabotaj Kanunuyla yürürlüğe giren  Kabotaj Bayramıdır. 2007 yılında bu bayramın önüne bir de Denizcilik sözcüğü eklenmiştir. Türkiye’nin kendi karasuları içerisinde egemenliğini kazandığı son derece önemli bayramlarımızdan birisidir.

 

Kabotaj; Fransızca kökenli bir sözcük olup, onunla bir devletin kendi limanlarında deniz ticareti konusunda tanıdığı ayrıcalık belirtilmek istenmiştir. Bu ayrıcalıkla yalnızca kendi yurttaşlarının yararlanması, milli ekonomiye katkı sağlanması, yabancı gemilere yasak konulması anlatılmak istenmiştir.

 

Kurtuluş Savaşıyla anavatanın kurtarılmasından sonra sıra denizlerimizin yabancılardan kullanma hakkının geri alınmasına gelmişti. Böylece de Türkiye’nin tam bağımsızlığına kavuşması sağlanacaktı.

 

Atatürk 17 Şubat 1923 de yapılan İktisat Kongresi’nde bu konuya açıklık getirmiştir:

 

“Osmanlı Devleti, gerçekte ve fiili olarak bağımsızlıktan mahrum bir duruma getirilmişti. Gerçekten bir devlet ki kendi halkına uyguladığı bir vergiyi başkasına koyamaz, gümrüklerini, milletin ve memleketin ihtiyaçlarına göre düzenlemesi yasaktır. Ve bir devlet ki, yabancılar üzerinde yargı halkını kullanamaz. Böyle bir devlete bağımsız denir mi?”

 

İsmet İnönü Lozan’a giderken kendisine kesin olarak kapitülasyondan kurtarılma talimatı verilmişti. Türkiye bu konuda savaşa da kararlıydı. Nitekim Atatürk Genel Kurmay Başkanı Fevzi Çakmak’a ordunun hazır olması emrini vermişti.

 

Lozan’da bu konu uzun tartışmalara yol açtı. İsmet İnönü şartlarını şöyle sıralamıştı:

Kabotaj tekeli, ticaret sözleşmesi onaylanmadan uygulanmayacaktır.

Yabancı gemilere 1923 Aralık sonuna kadar kabotaj izni verilecektir.

Lozan Barış Anlaşmasıyla ticaret sözleşmesi yürürlüğe giriş tarihinde başlayacak ve Türk bayrağının tekelinde olacaktır.

 

Lozan’da İtilaf Devletleri Türk tezine itirazlarda bulundularsa da hepsine karşı konuldu ve sonunda Türk tezini kabul etmek zorunda kaldılar. Bunun ardından 24 Temmuz 1923 tarihli Lozan Antlaşmasına ek olarak bir de ticaret sözleşmesi yapıldı. Bunun sonucu olarak Türk Hükümeti yüzyıllardır süre gelen deniz hakları bağımsızlığına kavuşmuştur.

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi 19 Nisan 1926’da 815 sayılı Kabotaj Kanununu kabul etti ve kanun 1 Temmuz 1926’da yürürlüğe girdi. Bunun sonucu olarak Türk kıyılarında yabancı bayrak taşıyan gemilerin seferleri ve liman hizmetleri yasaklandı. Bundan böyle Türk karasularında deniz taşımacılığı, limanlar, yükleme ve boşaltmalar, gemi işletmeciliği Türklere verilmiş oldu.

 

Böylece Türk deniz işletmeciliğinin temelleri atıldı.  1 Temmuz 1939’dan itibaren Kabotaj Bayramı yurdun bütün limanlarında kutlanmaya başlandı. Bütün bu gelişmeler göz önüne alındığında 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramının ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmaktadır.

 

erdemyucel2002@hotmail.com

 



Bu yazı 1144 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YUKARI