Tekrar kontrol ettim. Bir yanlışlık olmasın diye. Hilal-i Ahmer kâr amacı olmayan yardım kuruluşu demekmiş. Kızılay’ın kurulduğunda orjinal ismi Hilal-i Ahmer imiş. Eee peki ne oldu da evrim geçirdi bu Kızılay.

Eskiden şu konuşmalar olurdu; abi versene bi sigara demin verdim ya lan ben Hilal-i Ahmer miyim, her dakka sana kıyak yapayım. Daha yakın tarihte ise  abi karnım aç, yap bi babalık karnımı doyurayım. Ne ulan her gün ben mi doyuracağım seni ben Kızılay  mıyım? Bu konuşmaların hiçbiri bu gün bildiğimiz Kızılay konuşmasına uymuyor. Bu güne örnek verelim. ADAM: Efendim biz kazaya uğradık acil kan lazım. KIZILAY: Paran var mı? Burada kan parayla. ADAM: Efendim biz her fırsatta Kızılay’a kan veririz ve hiç bir karşılık beklemeyiz. KIZILAY: Biz kanı bedava alırız ama burası holding. Onun için parayla satarız. ADAM: Peki giyim-kuşam malzemesi, battaniye filan var mı? KIZILAY: Dur bi bakalım. Satılan mallar dışında bi’şey kaldıysa yaparız bi güzellik.
İşte son durum bu. Yeni slogan: Gemisini kurtaran kaptan. Kızılay, Yeşilay derken kendini mezarda bulursun. Bu insanlar sana tevekkül et, teşekkür et, takdir et derler; kendileri kuzuyu çevirip yerler. Sana cenneti ve oradaki sonsuz huzur ve mutluluğu anlatır sonra bir bakarsın akıl verenler, bu dünyada Osmanlı Padişahı gibi harem kurmuş yaşıyor. Yani onlar için cennet burada. O da çok parası olana!  Milletin parasını yerler. Kanını bedava alıp, aynı kişilere parayla satarlar. Yedi sülalesini soyguna ortak ederler. Bunlar; DİNSİZ, İMANSIZ, ALLAHSIZ, ŞEREFSİZ, KİTAPSIZ mahluklardır.

KOLTUK ARKAYA YAPIŞIRSA

Makam mevkii önemlidir ki o koltuğu başkasına kaptıracağını anlayanlar ülküsünü  kutsal davasını biranda unutup  şeytanla masaya oturmayı kabul edecek havaya girmek üzeredir. Arkadaşlar siyasetçiler bize bir dava anlatır. Biz bu davanın peşinden gideriz dava yoluna baş koyarız çünkü inanırız. Aradan yıllar geçer RAKKAMLAR DEĞİŞİNCE KAVRAMLAR DEĞİŞİR (Bu sözümü yazın bir kenara ) sonra bir bir bakarız davaya ilk taşı koyan lider dediğimiz adamdır. Onun tek derdi koltuktur. Siyaset ve siyasetçiden uzak durun. Onların hiçbir sözüne güvenmeyin. Konuştukları her söz bir kulağınızdan girsin diğer kulağınızdan çıksın.

SENİ SEVİYORUM

Genç kız kuyumcudan içeri girer ve cebinden nişan yüzüğünü çıkarıp, bunu ortadan kesin ve küpe yapın der. Kuyumcu yüzüğü inceler ve çok güzel ve içinde “seni seviyorum” yazıyor anısı olmalı der. Genç kız; evet, anısı çok, nişanlım her yalnız kaldığımızda pembe panjurlu evimizi anlatıp, beni kandırırdı, sonunda hamile kaldım, şimdi nişanlım ortada yok. Siz şimdi yüzüğü ortadan kesin ve küpe yapın seni kelimesi bir kulağımda, seviyorum kelimesi bir kulağımda olsun yani biri bana seni seviyorum derse bir kulağımdan girsin diğer kulağımdan çıksın.

Saygılarımla...  

aydincoskunturk@gmail.com