Bugun...


AV. ARB. ÖZCAN BAKIRCI

facebook-paylas
Her çalışanın kabusu mobbing
Tarih: 25-11-2023 23:39:00 Güncelleme: 25-11-2023 23:39:00


Değerli okurlar, günümüz insanı, evinden daha çok işyerinde vakit geçiriyor. Çalışma hayatında artan rekabetle birlikte çalışanlar arasındaki çatışmalar ve sürtüşmeler de artıyor. Dolayısıyla mobbing kavramı gün geçtikçe daha popüler hale geliyor. Çalışanların pek çoğu –yanlış bir değerlendirmeyle- iş yerinde yaşadığı her çatışmayı ya da maruz kaldığı her davranışı mobbing olarak nitelendirme eğiliminde. Gerçekten de ülkemizde mobbing hakkında açılan davaların önemli bir kısmı davaya konu olan davranışların mobbing özelliğine sahip olmaması nedeniyle reddediliyor. Bu nedenle yazımızın konusunu gündelik konuşmalarda yerli yersiz ve çoğu kez yanlış kullanılan mobbinge ayırdık.

 

 İş hayatında pek çoğumuzun enerjisini tüketen,  ruh sağlığını tehdit eden ve sıklıkla maruz kaldığımız mobbing nedir?  Hangi davranış ya da muameleler mobbing sayılır?  Bunlara kısaca değinelim.

 

Mobbing hakkında bilimsel çalışmalara yaklaşık 20 yıl önce başlanmış olmasına rağmen aslında çalışma hayatının başladığı ilk günden beri var olan bir olgu. Öncelikle mobbingin iş hayatına özgü bir kavram olduğunu hatırlatıp mobbingin tanımını yapmakla işe başlayalım.

 

Ülkemizde hukuki bir kavram olarak mobbingin tanımına ilk defa Ankara 8. İş Mahkemesinin 20.12.2006 tarihli bir kararında yer verilmiştir. Kararda, mobbing kavramı “İş yerinde bireylere üstleri, eşit düzeyde çalışanlar ya da astları tarafından sistematik bir biçimde uygulanan her türlü kötü muamele, tehdit şiddet, aşağılama vb. davranışlar…” şeklinde ifade edilmişse de zaman içerisinde Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi bu tanımı değiştirmiş ve geliştirmiştir.

 

 Günümüzde yargı çevrelerince de kabul gören şöyle bir tanımlamaya göre mobbing;

 “Aynı iş ilişkisinde yer alan kişiler arasında gerçekleşen, kişiyi istifaya, emekliliğe ya da itaate zorlama, yıldırma, yıldırma, bezdirme, dışlama, aşağılama, uzaklaştırma, iş yapamaz hale getirme, kişinin görevinin veya işyerinin değiştirilmesine sebep olma gibi amaçlarla kasıtlı ve sistematik şekilde belirli bir süre devam ederek yapılan ve kişilerin onuruna, çalışma hakkına, bedensel ve ruhsal bütünlüğüne zarar veren her türlü kötü muamele ve olumsuz davranışlar bütünüdür. ” şeklinde ifade edilebilir.

 

 İş yerinde maruz kaldığımız eylemlerin ya da fiillerin mobbing olup olmadığını anlayabilmek mobbing unsurlarını bilmekten geçiyor.

 

MOBBİNGİN UNSURLARI

 

 Mobbingin popüler bir kavrama dönüşmesiyle birlikte işyerimizde yaşadığımız her çatışmadan mobbing diye bahsetmeye başladık. Halbuki mobbingden bahsedebilmek için maruz kalınan davranışların belli özellikler arz etmesi gerekir.  Buna göre mobbingin varlığından söz edebilmek için aşağıda belirteceğimiz bütün unsurların bir arada olması zorunludur.

 

Taraflar Arasında                                Bir İş İlişkisinin Olması

 

Mobbingin varlığı için aranan ilk şart mobbingi uygulayan ile mobbing eylemine maruz kalan arasında “iş yaşamı ile bağlantılı bir ilişkinin” mevcut olması gerekiyor. Buradan hareketle örneğin aile bireyleri, akrabalar, komşular ya da öğrenci-öğretmen arasında yaşanan çatışmalar mobbing olarak değerlendirilemiyor.

 

 

Tarafların Aynı İş İlişkisinde           Çalışıyor Olması

 

Mobbingin varlığı için gerekli olan diğer bir unsur da tarafların “aynı işletme çatısı altında” çalışıyor olması gerektiğidir. Taraflar aynı işletme çatısı altında fakat farklı işyerlerinde çalışıyor olsalar dahi aynı organizasyonun parçası olmaları sebebiyle aralarında bağlantı olduğu kabul ediliyor.

 

Failin Amacının                                 Mobbing Uygulamak Olması

 

Mobbingden söz edebilmek için bir başka unsur ise; mobbing uygulayanın, mağduru istifaya ya da itaate zorlama, işyerinden uzaklaştırma, bezdirme, yıldırma, dışlama veya mağdurun işyerinin değişmesini sağlama, iş ortamını katlanılmaz duruma getirme gibi amacının olması gerekiyor. Bu saydıklarımıza benzer amaçlar taşımayan davranışlar mobbing kapsamında değerlendirilmiyor. Sözgelimi işvereninizin sizi motive etmek, işyerinde verimi artırmaya yönelik veya çalışanları disipline etmek amacıyla sergilediği davranışlar da mobbingin kapsamına girmiyor.

 

Mobbing Davranışlarının                 Kasıtlı Olarak Yapılması

 

Mobbinge konu olan eylemlerin mobbing uygulayan tarafından belli bir kişi ya da kişilere karşı ve belli bir amaca yönelik yapılması gerekir. Kasıt unsuru mobbingi diğer yakın kavramlardan ayırt etmemize yardımcı oluyor. Zira işyerinde meydana gelen çatışma, şiddet ve kabalık ve çalışanlarca kolaylıkla mobbing ile karıştırılabilmektedir.

 

Mobbinge Konu Olan Davranışların Belli Bir Süre Devam Etmesi

 

Mobbing kavramını benzer kavramlardan ayıran en önemli unsur; mobbinge konu olan eylemelerin “süreklilik” arz etmesi gerektiğidir. Yargıtay tarafından da kabul edildiği üzere mobbingde her şeyden önce süreklilik esastır. Bir kere ya da birkaç kere yapılan davranış, ne kadar şiddetli, hukuk dışı veya zarar verici olursa olsun hatta cezai sorumluluk gerektirecek düzeyde olsa dahi olay mobbing kapsamında değerlendirilemiyor.

 

 

 

Mobbing Eylemlerinin                      Sistematik olarak Devam Etmesi

 

Mobbingin varlığından söz edebilmemiz için gereken diğer bir unsur da mobbinge konu olan eylemlerin “sistematik bir plan” doğrultusunda yapılması gerektiğidir. Eylemlerin sistematik olmasından kasıt, mobbinge konu davranışlar birbiri ile bağlantılıdır ve aynı amaca ulaşmak için birbirinin devamı şeklinde gerçekleştirilir.

Nitekim Yargıatay’ın da vermiş olduğu bir kararda belirttiği üzere “Süreklilik göstermeyen, belli aralıklarla sık sık tekrarlanmayan, ara sıra münferit olarak meydana gelmiş birkaç haksız, kaba, nezaketsiz veya etik dışı davranış mobbing olarak nitelendirilemz.”

Bu karadan hareketle, kısa süreli ya da çok uzun süren aralıklarla meydana gelen çatışma ve sürtüşmeleri mobbing olarak nitelendirmek yanlış olacaktır.

 

Taraflar Arasında                           Güç Eşitsizliği Bulunması

 

Mobbing için gereken son unsur ise mobbing uygulayan ile mobbing mağduru arasında güç eşitsizliği bulunması gerektiğidir.

Belirtmek gerekir ki, güç eşitsizliği hiyerarşik anlamda veya statü anlamında bir eşitsizlik değildir. Burada güç eşitsizliğinden kasıt, mobbing gören kişi, mobbing eylemini yapan kişi ile aynı konumda olsa dahi, mobbingin sonuncunda kendi konumunun ve pozisyonun sağladığı haklardan mahrum bırakılarak zayıf ve güçsüz bir konuma düşürülmesidir.

 

Sevgili okurlar, çalışma hayatımızda hep var olan fakat sürekli görmezden gelinen mobbing, pek çoğunuzun kabusu olmaya devam edecek gibi görünüyor. Mobbingden korunmak ayrı bir yazının konusu olacak genişlikte olsa da mobbingin ne olduğunu bilmek ve ayırımına varmak korunmanın bir başlangıcı olabilir.

 



Bu yazı 692 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YUKARI