Ülkeler özel günlerini, değerlerini, ulusal bayramlarnı coşkuyla kutlarlar. Her ülkenin kendilerine özgü, anlamlı bayramları vardır. Türklerinde coşkuyla kutladığı ve her biri ayrı ayrı anlamlar taşıyan milli bayramları vardır. O bayramların ruhunu, nedenlerini kavrayabilmek için; her şeyden önce tarih, siyaset ve toplumsal kültüre sahip olunmalıdır.
Milli bayramlarımız içerisinde 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramının kendine özgü yeri ve anlamı vardır. Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’a her şeyi göze alarak, kurtarıcı olarak gitmesi bir bakıma cumhuriyetin başlangıcıdır.
II. Viyana bozgununın ardından yenilgiler birbirini izlmiş, II. Abdülhamit döneminde büyük boyutlarda eriyen toprak kayıpları, İttihatçıların yanlış siyasetiyle içerisine düşülen I. Dünya Savaşı yenilgisi, gerçekte bir ailemsiden başka bir şey olmayan Osmanlının sonunu getirmiştir. Atatürk’ün emperyalizme karşı tam bağısızlık hareketini Samsun’da başlatması; İngilizlerin elinde kukla konumundaki talihsiz veya çaresiz Vahdettin’in de sonunun başlangıcı olmuştur. Yıllardır savaşan, yoksullaşan, varını yoğunu kaybeden, toprakları işgal edilmiş Anadolu insanının ayağa kaldırılmasının başlangıcıdır; 19 Mayıs…
Atatürk Nutku’nun ilk sayfasında Samsun’da gördüğü manzarayı şöyle anlatmıştır; “Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu topluluk genel savaşta yenilmiş, şartları ağır bir ateşkes anlaşması imzalamış, büyük savaşın uzun yılları boyunca millet yorgun ve yoksul durumda. Milleti uzun bir savaşa sürükleyenler kendilerinin kaygısına düşerek yurttan kaçmışlar. Vahdettin yalnızca kendini ve yalnızca tahtını koruyabileceği çareler aramakta, Damat Ferit Paşa başkanlığındaki hükümet güçsüz, onursuz korkak, yalnızca padişahın isteklerine uymuş, onunla birlikte kendini koruyabileceği duruma boyun eğmiş…”
Anadolu halkı işgalden arta kalan toprakları kurtarabilecek bir önder arıyordu ki; O önder 19 Mayıs’ da Samsun’a çıkan Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmuştur.
I. Dünya Savaşı boyunca ülkesini yöneten İngiliz Başbakanı Lloyd George’da Atatürk'ten söz ederken “Onun gibi dahiler dünyaya yüz yılda bir gelir. O da maalesef Türklere nasip oldu” sözünü boşuna söylememiştir.
19 Mayıs’da başlayan Türklerin kurtuluş savaşı batının emperyalizmine karşı koyan tam bağımsızlık hareketidir. 19 Mayıs’ın ardından Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşu, birbirini izleyen devrimler, insanları kasıp kavuran hastalıklara çare bulunması, insanca yaşamak, cehaletle savaşmak gelmiştir.
Tarih boyunca yaşanmış hiçbir bağımsızlık girişimi; Atatürk’ün Samsun’da başlattığı hareket kadar kurtarıcı olmamıştır. Türkler yabancı boyunduruğundan ve maalesef yurt içerisindeki hainlerden bu hareketle kurtarılmıştır. O yıllarda Anadolu işgal altındayken kurtuluşun çareleri aranıyordu. Bazıları İngilizler veya Amerikalılar tarafından korunmak istiyordu ve onlara mandacı deniliyordu.
Osmanlı hükümeti İngilizlerin güvenliğini Karadeniz’de sağlamak için Samsun’a gönderdiği Atatürk ve arkadaşlarına harcırah olarak 1000 Osmanlı Lirası verilmişti. Yakın tarihlerde bu olayı çarpıtmaya çalışan sözde tarihçi geçinenler Atatürk’ün 3000, bazıları da 40000 altın aldığını yazmışlardı. Oysa biraz matematik bilmiş olsalardı; 40000 altını taşımak için bir kamyon gerektiğini anlarlardı.
Atatürk’ü Samsun’a gönderen Osmanlı Hükümeti kısa sürede yanıldığını anlamış! Onu geri çağırmışsa da isteğine ulaşamamıştı. Atatürk peş peşe kongreler toplamış ve Amasya Tamimi’ni ilan etmişti. İngiliz yönetimindeki Osman sarayı için artık iş işten geçmişti…
19 Mayıs 1919 da başlayan Türk’ün kurtuluş hareketi çok iyi bilinmeli, bilmek istemeyenlere de anlatılmalıdır. Bunun içinde Atatürk’ün Nutku çok iyi okunmalı, sonra da orada ne denilmek istendiği düşünülmelidir.
Türk’ün gurur kaynağı olan 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramını topyekün ve içtenlikle kutlamalıyız..