– Okuyucularımıza kendinizi biraz tanıtır mısınız?

– Ben Heydarova Sevinç Abisalam  kızı, Nörölöji Uzmanı, bundan başka Rejeneratif Tıp ve Kök Hücre Uzmanıyım. Rejeneratif Tıp ve kök hücre aslında Türkiye için de Azerbaycan için de yeni bir terimdir.

– Tıp fakültesini isteyerek mi seçtiniz?

– Çocukluktan babama çok düşkünüm. Babam savcı olduğundan, hep savcı olmak istemiştim. Babam gibi, insanların hukuklarını koruyacaktım. Dedem ise başarılı doktordu. Rahmetli benim doktor olmamı çok istiyordu. Çocukken iğne yapmayı o öğretmişti bana. Hep onun hasta muayenelerini izlerdim, hastaların onu nasıl sevdiklerini, teşekkür ettiklerinin şahidi oldum. Okulu hep pekiyi ile okudum, örnek talebe idim. Okulun son yıllarında babama onun gibi savcı olmak istediğimi söyledim. Bana karşı çıkmadı, ama bana bir savcı kadının zor taraflarını gösterdi. Ben babamı dinledim doktor olmaya karar verdim. Buna en çok dedem sevinmişti.

– Mezun olduktan sonraki çalışmalarınız nelerdir?

–  Azerbaycan Tıp Üniversitesi’nden mezun oldum.. Özel hastanede  işe başladım. Kısa zamanda artık yeni bir hayatım olduğunu anladım. Doktorların kendi hayatı olmazmış, hayatları hep hastalıklar, hastalar ve tedavi ettikleri insanların sevinç, mutlulukları, çaresiz kaldıklarında mutsuzluklarından ibaretmiş. Ve bu güne kadar doktor olmaktan hiç pişman olmadım. Hep seyahat ettim, dünya kongrelerine katıldım. Yeni ne gördüysem kendi ülkemde neden olmasın dedim. Ve aynı hizmeti ülkeme getirdim. Ben insanlara şifa vermek için geldim bu dünyaya, bu düşünce hep mutluluk verdi bana. İyi ki doktor olmuşum.

Başarılarımdan dolayı bana yeni bir proje verildi. Bunun için Almanya’ya gittim. İnme merkezinin kurulması yönünde tahsil aldım geri döndüğümde insanları inme ile bilgilendirdim. Tedavileri için 3-4.5 saatleri olduğunu, inme merkezinin önemini ve inme semptomları konuştum.

Sonra tesadüf sonucu (aslında tesadüflere hiç inanmam) proloterapi denilen bir tedavi yöntemi ile tanıştım. Sağalan hastaları gördükçe neden bizde de olmasın diye düşündüm ve hemen İstanbul’a gittim. Proloterapi Merkezi’nde eğitim aldım, aynı sistemin daha geniş şekilde rejeneratif tıp merkezini  Bakü’de kurdum. 11 yıldan fazladır ki boyun, bel fıtığı, spondilyoz, diz ağrıları, eklem kireçlenmeleri, fibromialji, tendonit, miqren ağrıları vs iyileşmesi zor hastalıkları tedavi ettik. Ağrı semptomunu baskılayarak değil, ağrıyı yaratan sebebi tedavi ettik. Proloterapinin en güzel yanı zararsız olması, her yaşta yapılabilmesi ve vücudun kendi kendini tamir edebilmesidir.

– Kök hücre tedavi hakkında insanlara bilgi verir misiniz?

– Allah bize iyileşmemiz için, güzelleşmemiz için beden yağımızda kök hücreler saklamış. Kök hücreler bize Allah’tan bir armağandır diye düşünüyorum. Ta eskiden dede-babalarımız eklem ağrılarını kuyruk yağı ile masaj yaparak tedavi etmişler. İnsanlar yağda kök hücre olduğundan habersiz instinktiv olarak bunları yapmış. Sonradan yağın kök hücrelerle zengin olduğu keşfedilmiş ve birçok hastalıkların tedavisinde umut olmuştur.

Kök hücre tedavi hep ilgimi çekmiştir. Bununla ilgili birçok makaleler okudum. 2017 yılında Rejeneratif Tıp ve Kök Hücre Merkezi kurma kararını aldım. Bunun için İstanbul’da kök hücre okulunu okudum.  Kök hücre kongresinde Biotren biotechnology şirketi ile tanıştık. Bu şirket kök hücre laboratuvarının kurulmasında bana çok yardımcı oldu. Söylemek isterim ki dünyada bir numaralı laboratuvardır. Daha ucuzlarını ala bilirdik. Ama kök hücre hassas hücrelerdir. Isı sistemi doğru olmayan cihazlarda hemen ölebiliyorlar veya santrifüj çok önemlidir. Orijinal cihaz olmazsa kaliteli kök hücre alamazsınız ve hasta iyileştiremezsiniz. Ben her zaman her şeyin en iyisini yapmak taraftarıyım. Biotren Biothechnology bana Azerbaycan’daki temsilciliğini verdi. İSSCA ya üye oldum. Kök hücre bilgilerimi sürekli yeniledim, önemli makaleler yazdım, sunumlar yaptık.

İstanbul’da Regen. İC , Bakü’de Regen Stem Center’i kurduk. Azerbaycan’da ilk rejeneratif tıp ve kök hücre merkezidir. 3 yıldır yüzlerle hastaları tedavi ettik, güzelleştirdik.  Merkezimizde eklem hastalıkları, omurga hastalıkları, antiaging, plastik cerrahi, saç tedavisi, yanık izlerinin tedavisi, bunların yanı sıra jinekolojide, ürölöjide kök hücre tedavileri yapılmaktadır.

– Kök hücre ile 15 yaş gençleşme konuşuluyor, bu bir boş konuşma mı, yoksa gerçek mi?

– Kök hücreler mucizevi hücrelerdir. Onlar ömür boyu bölünüp-çoğalmak, transfer edildikleri dokuya dönüşmek, doku yenilemek kabiliyetine sahiptirler. Birçok hastalıkların tedavisinde başarı ile kullanıldığı gibi antiaging, gençleşmede de çok kullanıldı. Olay şu: Yıllar geçtikçe, yaşlandıkça gençlik hücrelerimizi yitiriyoruz. Kök hücre tedavisiyle milyonlarca kök hücreyi, gençlik hücrelerini yüze transfer ederek, 15 yaş gençleşme elde edebiliyoruz. Kök hücre tedavisinden sonra herkes yüzünüzdeki değişimi fark eder, gençleştiğinizi söyle, ama ne yaptığınızı anlayamazlar. Çünkü kök hücre doğal olarak sizi 15 yıl önceye götürür. En güzel tarafı kalıcı dolgu sağlayabilmesidir. Bir prosedürle bir kaç problemleri halletmek mümkün: Kırışıklıklar giderilir, lekeler tedavi edilir, yüz derisi daha parlak bebeksi olur, lifting efekti, kalıcı yanak, dudak dolgusu, nasolabial dolgu, skar tedavisi, yanık izleri tedavisi yapılabilir. Her zaman hastanın isteklerini göz önüne bulundurma taraftarıyımdır.

– Biraz da gelecek planlarınız hakkında bilgi verir misiniz?

– Gelecek planlarımız çok büyük. Yakın zamanda Azerbaycan’da yüksek teknolojiye sahip bir laboratuvar kurmayı planlıyoruz. Şeker hastalıkları, irsi hastalıklar, Srebral Palsi hastalıkları, MS hastalıkları vs. kimi tedavisi mümkün olmayan hastalıkların tedavisinde umut olacağımızı düşünüyorum.

Röportaj: Araştırmacı yazar Hasan Hasrat - Rüzgar Büyüktankaya