Emek. İnsanlık tarihinin her evresinde en yüce değer emektir. Bütün medeniyet ve uygarlıklarda ve inanışların tamamında da böyledir.
Emeğin karşılığı; hemen ve hak gözetilerek verilmelidir. Çalışanın hakkını teri soğumadan veren, emeğe ve insana saygılı zihniyetin olduğu evrelerden, bugünlere gelindi.
Tarihi sürece bakıldığında; Sümerler’den beri başak ve asanın birbirine karşı duruşu sürmektedir. Burada başak; emeği, asa ise; sermaye ve yönetenleri simgelemektedir. Bu birbirine karşı duruş;  günümüzde kendini siyasette, ekonomide göstermektedir. 
Yeni bir yıla sayılı günler kala emeğe değerin maaş adı ile ödendiği rakamın belirlendiği asgari ücret açıklandı. Asgari ücret 2020 yılı için brüt 2 bin 943 lira, net 2 bin 324 lira 70 kuruş olarak belirlendi. Böylece geçen yıla göre net asgari ücret yüzde 15,03 oranında artmış oldu.
Türk-İş'in araştırmasına göre, aralık ayında 4 kişilik bir aile için "açlık sınırı" 2 bin 162 lira 70 kuruş, "yoksulluk sınırı" ise 7 bin 44 lira 62 kuruş olarak tespit edildi.
Türk-İş tarafından çalışanların geçim koşullarını ortaya koymak ve temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat değişikliğinin aile bütçesine yansımalarını belirlemek amacıyla her ay yapılan "açlık ve yoksulluk sınırı araştırması" aralık ayı sonuçları açıklandı. 7milyon çalışan ile birlikte yaklaşık 30milyon insanımızı ilgilendiren bu rakamlara göre; asgari ücret, açlık sınırının 162 Türk Lirası üzerinde açıklandı. 
Çalışanların hali bu durumdayken işsizlik, Ağustos 2019 verilerine göre Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri olmaya devam ediyor. Türkiye genelinde 15 yaş ve üstü işsiz sayısı 2019 yılı Ağustos döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 980 bin artarak 4 milyon 650 bin kişi oldu. En son Şubat döneminde işsiz sayısı 4 milyon 730 bin kişi olmuştu. O tarihten bu yana işsiz sayısının en yüksek olduğu dönem Ağustos dönemi oldu. Öte yandan yüzde 14 işsizlik oranı Ağustos dönemleri arasında son 15 yılın en yüksek rakamı oldu.
Aralık ayı biterken ve yeni bir yıla yaklaşırken; işsizlik rakamı, açlık sınırı rakamı, yoksulluk sınırı rakamı artıyor. Gelen zamlar, artan vergi, harç ve cezalardaki artışlar bunların hepsi başak olarak simgelenen emekçi kesimi “asgari yaşam”da tutunmaya zorluyor. 
Asa ile simgelenen yöneten ve sermaye kesimi ise emeği değirmen taşı gibi öğütmeye devam ediyor.
2020 Yılı’na girme hazırlığında olduğumuz şu günlerde en buyük dileğimiz emeğin hak ettiği değeri bulması. Yazımızın başında yazdığımız gibi, emeğin gerçekten en yüce değer olması. Olur mu olur diyelim. Hani birbirimize “Nasılsın?” diye sorduğumuzda söylediğimiz gibi; iyi diyelim ki iyi olsun! 
Sevgi ve selam...