Yazar mısın?
Dedi.
Neyi? Kahroluşumuzu, diyecektim yine sustum o da biliyordu yılların emekçisi, gazeteci, emekçi, Turhan Bal.
Yıllardır söyler, bize de yazsana!
Vakit darlığından ama geçtiğimiz günlerde, çalışan gazeteciler gününde Üsküdar’da bir araya gelince tamam, dedim.
Yalnızlığımıza kalabalık oluştururuz, belki. Nihayetinde kendimiz çalıp, yine kendimiz dinliyoruz. Bu zamanda değil uzun zamandır kendi başına bir gazete çıkarıyor, Turhan Bal. Emekçi, bilgili, iyi okur, iyi de şiir yazar. Yüreklidir, yardımsever, iyi eş, iyi baba, iyi dost.
Beylik soru.
Ne yazayım, Turhan?
Adam, kira alamadı diye kiracının kapısına balta ile girmeye kalkmıyor sadece, kapıyı parçalıyor! Yetmiyor, üç beş camı da taşlamaya kararlı,
Mal kendi malı, öyle ya!
Ne yazayım, Turhan?
Çocuklar aç!
Çocuklar ders arası kantinden bir şey alamıyor, söyleyemiyor, babasına harçlık parasını.
Çocuklar farkında ve utanıyor!
Bilirsin, şair adamsın, ne kapanmaz yaradır bu geleceğe miras.
Biz utanıyoruz ahvalimizden, gerçek utanması gerekenler?
Ne yazayım, Turhan?
Üniversiteli gençler, değil sosyalleşme, sinema, kitap almak, yatacak yer bulamıyor.
Belli başlı Belediyeler yemek, çorba vermese ne olacak, bu fidanlar?
Ne yazayım, Turhan?
Uzayıp duran ve tüm kötü hava koşullarında, ekmek kuyruğunda sıra bekleyen halkımın, kendimizin halini mi?
Giderek yoksullaşan ahvalimizi mi?
Günden güne seviye, kültür ve bilginin yerlerde sürünen halini mi?
Yoksa doktora dahi saldıran, doğruyu söyleyene hakaret edilen, yerlerde sürüklenip, itilip kakılan gazetecileri mi?
Neyi yazayım, Turhan?
Göçmenlere halı satıp, gününü kurtarmaya çalışan ve bir zamanlar “komşusu açken tok yatmayan” ama yaz tatilinde, kumsalı pist bilip, parası kadar konuşan, sahili helikopter pisti yapanı mı?
Yoksa İstanbul Aksaray’dan Edirne Kapıkule’ye fahiş fiyata o yoksun mülteci üzerinden para kazanmaya cüret edecek kadar şuurunu yitirmiş olanı mı?
Ya da çocuklar kaçırılıp tecavüz edildiğini ya da kaçırılmadan taciz edildiğini, okullarda olanlara sözde eğitimcilerin, velilere “yok öyle olmamıştır, siz yanlış anlamışsınızdır” deyişini mi?
Mesela, bunlardan salgın yayılıyor diye mahalle kedilerinin mama kaplarına zehir bırakanı mı?
Toplu taşıma aracına, dışkı bırakıp suçu köpeğe atanı mı?
Genç kızların peşlerine takılan sapıklara hiçbir caydırıcı uygulama olmayışını mı?
Yaşlıların tartaklandığı, kadınların dışlandığı, madencilerin tekmelendiği bir dünyayı mı?
Sevilmiyoruz!
Sayılmıyoruz!
Konuşamıyoruz!
Neyi yazayım, azizim?
Yazacak ne hal kaldı, ne derman..
Şarkı söylemek suç, şarkıcı suç. Şiir, söz suç!
İşin kötüsü bunları görüp bilip, aydın diye geçinip, ortalığı kuşatmış ama sadece gerçek aydınların önünü kesmeyi görev edinmiş olanlar.
Burada nokta geliyor ve biz o noktayı virgüle çevirmek için bel büküyoruz ama dikkat!
Omurga değil Turhan,
Sen iyi bilirsin.
Topu topu zaten kaç kişiyiz?
Yazıyorum, öyleyse varım!
Önümüzdeki yıl 2023 yılına, 2022’den selam olsun!
Turhan Bal’ın nice emeklerle çıkacak olan YÜZÜNCÜ SAYISINA saygıyla…
Teşekkürler, Turhan Bal.