Yaşarken hiç ölmeyecekmişiz gibi yaşarız. Hani eskiler der ya; kazık mı çakacaksın dünyaya? Hiç birimizin vakit geldiği zaman kaçma kurtulma gibi şansı yok. Bunu bile bile her türlü yalan dolan üçkağıtçılık yine bizde. 

Balık baştan kokar diye boşuna dememişler bizi yönetenlerin haline bir bakalım:
Toplum artık siyasetçi görmek istemiyor. Çünkü milletin pisikolojisi yerlerde. İnsanlar devlet yöneticileri yüzünden saatli bomba olmuş . Durum böyle olunca, ülkede huzur diye bir şey kalmamış.
 
Niye benim ülkemde olan hep garibana olur.  Elli Türk Lirası borç yüzünden elektriği, suyu kesilir. Bin Türk Lirası vergi borcu yüzünden haciz gelir. Üniversite okur, iş bulamaz. Zengine çalışır, parasını alamaz. Gökten yağmur yağsa, onun başına neyse vazgeçtim...

Diğer tarafta adam senede beşyüzbin Türk Lirası dükkan kirası verir, yirmibin Türk Lirası vergi öder. Terzi Rıfkı senede yirmibin Türk Lirası kira öder, otuzbin Türk Lirası vergi verir.  Allahım sen aklımızı koru..

Cennet vatan deriz. Ne dere kaldı, ne de deniz. Tam bu sene ormanlar yanmadı derken; üç yerde birden orman yangını çıkar. Hep merak ederim bu ülkede biz uyurken çıkan kanunları çıkaranlar, ormanları, denizleri, tarihi değerleri koruyacak kanunları niye çıkaramazlar. Benim bildiğim meclistekilerin hepsi Türk, hepsi Müslüman, vatansever o zaman eksik olan ne? Ben sebebini biliyorum. Sebep şu: Kadın her sabah kocasına dermiş ki;  bey kalkta şu tarlayı belle. Ekip biçelim. Adamda; hanım kürek yok, ben ne yapayım dermiş. Kadın ne yapsın kasabaya gidip güzel bir kürek alıp, sapını taktırmış, yatağın altına koymuş. Sabah ezanında uyanmış. Bey kalkta şu tarlayı belle demiş. adam da cevap hazır kürek yok hanım diyecek olmuş, kadın yatağın altından küreği çıkarmış; al sana kürek demiş. Adam şokta ama hemen cevap vermiş. Ah be karıcığım sende var kürek, bende yok yürek!

Devlet vatandaşla iletişim kuramıyor. Vatandaş devleti arıyor; bulamıyor, bulsa da vekil efendiler vatandaşı dinler gibi yapıyor sonrada hatırlamıyor. 

Bir örnekte hatırlamayanlara. Genç subay askerleri toplar ve bakın benim adım Hayri Kırç soyadımın yanlış söylenmesine çok sinirlenirim hepiniz iyi ezberleyin der. 

Ertesi gün içtimadan sonra askerleri etrafına toplar. İçlerinden birini yanına çağırır. Oğlum benim adımı, soyadımı söyle bakayım der. Asker heyecandan tir tir titrer. Hayri der kalır. Etrafına bakınır, bir arkadaşı eliyle kalçasını işaret eder. Asker rahat bir nefes alır ve Hayri Gört komutanım der.
Saygılarımla